Genç kız abisinin daha önce dediğini yapıp zarfı eline aldı ve yazılanları okumak için ikizinden bir parçayı incitmemek için narince zarfı açtı. Zarftan çıkan ve Pietro'ya ait olan el yazısını okumaya başladı.
Hey Wannaw!
Hatırlıyor musun? Sana ilk kez bu adla hitap etmiştim.
Sen benim tüm hayatımdın. Bunu biliyorsun. Eğer bir gün ben senden önce gidersem benim için yaşamaya devam et. Benim için gül. Benim için ve ailemiz için yaşamaya devam et. Ne kadar seni sevsemde şunu bilmen gerek. Clint Barton'a güven. O seni koruyacaktır. Artık yani eğer bunu okuyorsan bilki küçük bir kız değilsin artık. Yanında ben yokum. Evet bunu okurken küçük göz yaşlarını ve buruk gülümsemen ile "Bu neler saçmalıyor" diyorsun içten içe. Hep gülümse olur mu? Abinin sözünü dinle. Bana inan, bana güven, seni kendimden çok seviyorum kardeşim, bu kısmı okuduğunda "Hadi ama Pietro benden yalnızca on iki dakika büyüksün" dediğini duyuyorum buradan. Hep bu mutlu yüz ifaden ile gül yakışıklı abin için.
Seni seviyorum Wanda.
-Öldükten sonrada peşini bırakmayacak abin olan Pietro'dan...
Genç kız kâğıtta yazanları tekrar tekrar okudu. Abisinin son sözleri geldi aklına "Geldiğini görmedim mi?" istemsizce tekrar bir ağıt yaktı ve yanında oturan Hawkeye sarıldı. Adam ise kızı sakin tutmak için elinden geldiğince sakin kalmaya çalışıyordu. Genç kızın tek ailesi iki olmuştu. Kendi kendine düşündü Barton. Ya sevdiği kadın ya da çocuklarına aynı şey olsaydı? Tüyleri ürperdi birden adamın. Ya genç kız ne olacaktı? Barton belli etmese bile göz yaşları yavaşça ona ihanet etmeye başladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder